top of page

“Yeni Lüks : Boşluk “

  • Yazarın fotoğrafı: mmm
    mmm
  • 7 Eki
  • 2 dakikada okunur

ree



Artık lüks, bir malzeme değil; bir mesafe.

İnsan ile eşya arasında, görüntü ile anlam arasında, benlik ile dünya arasında açılan o alan…
İşte orada, boşluk başlıyor. Bir dönem “sessiz lüks” adıyla popülerleşen şey, markaların nötr paletlerle sessiz görünmeye çalıştığı bir pazarlama diliydi.
Ama sessizlik bir renk değildir; bir duygudur.
Boşluk ise, bu duygunun mekândaki yankısı.



Boşluk, planlanmış bir eksiklik değil; bilinçli bir çekilmedir.
Bir tasarım kararından çok, bir düşünme biçimidir.
Bir şeyleri eklemek yerine, alan bırakma cesareti.
Bir duvarın tek kalışı, bir yüzeyin dokusuna saygı, bir malzemenin kendi diliyle konuşmasına izin vermek. Gerçek lüks artık bu:
fazla nesnede değil, az ama anlamlı olanın etrafında şekillenen bir dinginlik.
Koleksiyoncuların nadir parçaları, sanat eserlerinin tekliği, sessiz mekânların duygusal yoğunluğu…
Bunların hepsi, aynı sezginin farklı yansımaları:
boşlukta değer aramak. Ve evet, belki de bu yüzden “boşluk” artık bir mimari mesele olduğu kadar, bir ruh meselesi.
Her şeyin dolu olduğu bir çağda, insan hâlâ kendine ait bir alan arıyor.
Belki de dolduramadığımız o alan, eksiklik değil bir davet.
Kendimizi duymaya, düşünmeye, yavaşlamaya çağıran bir davet.

 


Görsel : @mtnerurk | Sanatçı-Metin ERTÜRK



🌿 Boşluğun Mimari Dili: Duyusal Lüks

Peki “boşluk” mimaride nasıl görünür?
Bir duvarın sadeliğiyle mi, bir mobilyanın azlığıyla mı? Belki biraz, ama asıl mesele bu değil.
Boşluk, mekânın nefes alması ile ilgilidir,duyulara yer bırakmasıyla.
 
Bir meditasyon odası düşün.
Yerdeki doğal ahşap döşemenin sessiz sıcaklığı, ayak tabanına kadar yayılan o dokusal dürüstlük… Duvarlarda mineral bazlı organik bir kaplama, ışığın gün içinde yavaşça ton değiştirdiği yüzeyler. Camdan giren rüzgârın hafif sesi, içeri sızan gölgenin biçimi.
İşte bu boşluk: mekânın kendi ritmini duyman için çekilmesi.



Ya da devasa bir yaşam alanında, duvarı kaplayan ipek tekstil paneller, sadece yüzey değil, bir sanat eseri gibi mekânı bölen, ışığı süzen, sesi yumuşatan varlıklar.
Malzeme burada gösteriş için değil, huzur için kullanılır.
Sessizlik pahalı değildir; ama anlamlıdır.
 
Mimarlıkla ilgisi tam da burada başlar:
Boşluk, sadece “az eşya” değil, düşünülmüş bir yoğunluk haline gelir.
Bir yapının en çarpıcı kısmı bazen tam da “orada olmayan” şeydir.
Ve iyi mimarlık bunu bilir: ne kadarını yaptığın değil, ne kadarını bıraktığın önemlidir.



🤍 Sonuç: Boşluğun Anlamı

Boşluk, bir estetik tercihten fazlası.
O, çağın hızına verilmiş bilinçli bir yanıt.
Bir şeyleri azaltmak değil, düşünmek için yer açmak.
 
Yeni lüks, kimsenin duymadığı bir sessizliği tasarlamakta gizli.
Ve belki de en büyük lüks; hiçbir şeyin ortasında, kendinle kalabilmektir.
 

''mikenminos'' ; mekânın değil, hissin peşinde.







 
 
 

Yorumlar


bottom of page